DOLAR 32,2209 -0.08%
EURO 34,6929 -0.02%
ALTIN 2.399,170,26
BITCOIN 1972423-1,93%
Sakarya
21°

HAFİF YAĞMUR

16:58

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

Adnan Kulak

Adnan Kulak

11 Nisan 2024 Perşembe

Muhalefet Boşluğu ve Sonuçları

Muhalefet Boşluğu ve Sonuçları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir ülkenin yönetimini dengede tutan temel taşlarından biri Anayasa, diğeri muhalefet ve üçüncüsü medyadır. Ancak son yıllarda, ülkemizde bu taşların sağlam temeller üzerine oturmadığı görülebiliyor. Muhalefetin yetersizliği, medyanın tarafsızlık ilkesini kaybetmesi ve nihayetinde iktidarın kendi eksikliklerini görememesi gibi sorunlar ülkenin yönetim dinamiklerini sarsmaktadır.

Çuvaldızı Önce Kendimize Batıralım

İçinde bulunduğumuz medya sektörünün muhalefetten bir farkı yok. Çünkü tarafsızlığını yitirmiş durumda. Bir taraf iktidara her konuda tam destek verirken öbür taraf da hükümetin her yaptığına karşıt bir tavır sergileyerek gerçekçi bakış açısı sunmaktan uzaktır. Bu durum, her iki tarafın da halk nezdinde mesleki itibarını azaltırken hükümetin de basına kayıtsız kalmasıyla sonuçlanıyor.

Trajikomik Durum

Maalesef uzun bir süredir, ülkemizde etkili bir muhalefetin varlığından da bahsedemeyiz. Bu boşluğu da paradoksal bir şekilde iktidar dolduruyor desek yanlış olmaz.

Mesela geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan,”Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil” açıklamasında bulunarak lideri olduğu hükümetin eksikliklerini sanki bir muhalefet partisi başkanı edasıyla dile getirip çözüm vaat etmesi herkes için şaşkınlık ve ibret verici idi.

Popülizm Bataklığı

Muhalefetin kalitesizliği, ülke gerçeklerinden uzak şekilde popülizm odaklı vaatleri iktidarı da popülizme zorlayarak yanlışa düşürmektedir.

Bunun en çarpıcı ve son örneği EYT meselesinde yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Benim iktidarım döneminde EYT çıkmayacak” sözüne rağmen seçim sürecinde muhalefet ve emeklilikte yaşa takılan milyonların baskısına dayanamayarak  EYT kanununa onay vermek zorunda kaldı. Refah seviyesi olarak bizden kat kat ileride olan batı ülkeleri emeklilik yaşını yukarı çekerken alınan bu yanlış kararın bedelini enflasyon, dövizde oynaklık, bütçe açıkları, yüksek vergiler olarak millet ödüyor ve uzun süre ödemeye devam edecek…

Zamanında enflasyonu yüzde 8’e kadar indiren, TL’den 6 sıfır atan, 1 Doları 1,75 TL seviyesine çekmeyi başaran AK Parti iktidarı, ustalık dönemi olarak nitelendirdiği bir evrede enflasyon, faiz ve dövizde kontrolü elden kaçırmış, başta araç piyasası olmak üzere pek çok üründe stokçuluğu ve karaborsacılığı hortlatmış oldu.

 

Gerçekle Yüzleşme

Seçim sürecindeki Nurettin Nebati, Mehmet Muş gibi yetersiz ekonomi ve ticaret bakanlarıyla marifetiyle popülist/irrasyonel politikalar yürütüldükten sonra ülke ekonomisinin duvara toslayacağını, bu işin böyle gitmeyeceğini fark eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MB, Hazine ve Maliyeyi uluslararası camiada kabul gören bir ekibe emanet edip kenara çekildi.

Ve Naci Ağbal’ın görevden alındığı günden bugüne kadar geçen 2,5 yılda uygulanan endişe verici ekonomi modeli için çektiğimiz çile, ödediğimiz bedel maalesef yanımıza kar kaldı. Şimdi rasyonel ekonomi politikasının başarıya ulaşması için sunulan acı reçeteyi içmeye mecburuz.

Zararın Neresinden Dönersen Kardır

Millet son kertede muhalefetin bir kurtuluş reçetesi olmadığını görerek ekonomik ve siyasi istikrar adına yine mevcut iktidarla “Devam” dedi.

Tüm bu zorluklara rağmen umut verici olan şey ise, gecikmeli de olsa yaşananlardan gerekli dersler çıkarılarak bedel ödeme pahasına rasyonel ekonomi politikalarının benimsenmesi ve ülkenin istikrara kavuşturulması için gerekli adımların atılıyor olmasıdır. Bu sayede ülke, içinden geçtiği zorlu dönemi daha sağlam temeller üzerine inşa ederek aşabilir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.